Atçalı Kel Mehmet Efe



Atçalı Kel Mehmet Efe 

Aydın’ın Sultanhisar ilçesine bağlı bir bucak olan Atça’da, Atça’lı Hasan Ağa adındaki yoksul bir köylünün oğlu olarak dünyaya geldi. Çok küçükken geçirdiği bir rahatsızlık sonucu veya büyük bir ihtimalle doğuştan başının kel olması nedeniyle “Kel” lakabı takılmıştır. Çiftliklerde ırgatlık yaparak yaşamını sürdürmekteyken Atça’nın varlıklı kişilerinden olan Şerif Hüseyin’in kızı Fatma’ya sevdalanır. Kızı istediklerinde de büyük bir hakaretle karşılaşıp üstüne üstlük de ağanın adamları tarafından dövülünce birkça kişiyi yaralayarak dağa çıkar. Devletle veya çevredeki varlıklı kişilerle çeşitli sorunları olan birçok kişide yanına katılır. Zamanla Aydın ve çevresinde “Atçalı Kel Mehmet Efe” adıyla nam salar. Bu arada sevdiği kızın babası, kızını bir başkasıyla evlendirmek istediğinde damat adayını dağa kaldırarak yüklü fidye alır ve kızın evlenmesini önler. Bunun yanı sıra kızını vermemekle ve kendisine düşman olmakla birlikte sevdiği kızın babasını düştüğü hapisten kaçırır. Yönetim güçleriyle girdiği birçok çatışmadan sağ salim kurtarmayı başarır. Aydın bölgesinde vali ve diğer devlet ileri gelenlerinin baskısından bıkan köylülerden de destek görerek gücünü her geçen gün artırır.

Kapatılan Yençeri ocağı askerlerinin de katılması sonucu sayısı binleri aşan büyük bir güce sahip olur ve Aydın çevresinde büyük bir ayaklanma başlatır. Bu ayaklanmayı bastırmak isteyen İzmir intisap nazırı İlyaszade’yi yenerek 1828’de Aydın’ı ele geçirir. Ardından, çok kısa bir süre içerisinde Menderes vadisinin tüm orta çığırını, Tire, Bayındır, Birgi, Ödemiş, Turgutlu ve Salihli’yi egemenliği altına alır.

Aydınlılar, Kütahya, Manisa ve Denizli’nin kimi ilçeleri onun düşüncelerini sevinçle karşılayıp ona kapılarını açmışlardı. Ona karşı Aydın mütesellimi ve adamlarının dışında kimse silah kullanmamıştı. O veya adamları, bu yerlere birer kurtarıcı olarak girmişlerdi.

Kel Mehmet, kendisini Aydın’a vali atamasının ardından ilk iş olarak eski düzeni kökünden yıkmışi kötü idareci ve ayandan kişileri kaçırmıştır. Halkın canı, malı, ırzı teminat altına alınmış, gezi hürriyetini tesis etmiştir. Daha sonra mültezimlerin, zabitlerin halka kanun dışı yükledikleri vergileri azaltmış, hatta tümden kaldırmıştır. İstanbul’a başlılığını bildirerek yıllarca tahsil edilemeyen vergileri toplayarak göndermiştir. Yönetimden serbest ticaret ve tarımın korunmasını, kanunların değiştiriliğ daha eşitlikçi kanunların yapılmasını, askerliğin yeni esaslara bağlanmasını istemiştir. Kendisine “Vali-i Vilayet, Hademe-i Devlet Atçalı Kel Mehmet” ünvanını vererek bu adla para dahi bastırmıştır.

1829’da Aydın devlet güçleri tarafından geri alındı. Nazilli taraflarına kaçan Efe, Nazilli’nin Tepecik köyünde devlet güçleriyle girdiği bir çatışma sonucu 10 Haziran 1830’da yakalanarak öldürüldü. Turnalı Ali ve Palabıyıkoğlu adındaki adamları ile birlikte başı kesilerek İstanbul’a gönderildi.

Atçalı Kel Mehmet, çok kısa süre içinde yaptığı işlerle adeta Osmanlı’nın kıyımından bıkan halk için bir kurtarıcı olarak görülmüş, halkın gönlünde büyük bir yer edinmiştir. Osmanlı’ya bağlılığını bildirmesine ve başardığı işlere rağmen öldürülmesi ise halk arasında büük üzüntü doğurmuş, Osmanlı’ya “Kahpe Osman” lakabını taktırmıştır.


1829-1830 yıllarında,Ege bölgesinde gözlemlerde bulunan İngiliz Gezginlerden Major George Keppel,zeybeklerin ele geçirdikleri yerlerdeki durumu ve izlenimlerini şöyle anlatmaktadır:

İstanbul'da bulunduğum sırada,İzmir yakınlarında zeybeklerin ayaklandıkları hakkında bazı bilgiler geldi.Bunların bu eylemi 1829 yılında Türkiye'nin önemli olaylarından olduğu için bunlara ilişkin elde edebildiğim bilgileri bütün size aktarıyorum..

Zeybekler,yol üstü kahvehanelerinde koruma birliği oluşturdular.Yolculardan yolları korudukları için para alma (bir çeşit vergi) hakları vardı.Yeniçeri Ocağının bozulduğu dönemde hükümet bunları yasakladı.Yasağın sebebi,zeybeklerin yasal orduya gönüllü girmelerini sağlamaktı.Fakat zeybekler dağlarla döndüler.Bundan başka savaş zamanlarında Padişahın Müslüman reaya kesiminden özel bir yardım olarak salariye(avarızı kastediyor) adlı özel bir savaş vergisi almak hakkı idi..Barış zamanı olmasına karşın Padişah bu vergiyi almaya devam etti.Zeybekler bu vergiyi vermeyi kabul etmediler.Kel Memed bu vergiyi vermeyenleri koruyordu..

Zeybekler,kendilerine önderlik eden Kel Memed'in buyruğuyla bütünüyle örgütlenerek bir araya geldiler.Peşinden karışıklık ve taşkınlığa meydan vermeyen bir şekilde düzenli olarak ilerlediler.Vergiye ve rüşvete karşı çıkmaktan daha onurlu bir hareket bulunmayacağını düşünerek, Babıali'nin(İstanbul Hükümetinin)memurları aracılığıyla toplattığı vergileri vermeyi açık bir şekilde reddettiler..

''Kel Mehmed fakir bir zeybektir.
Genç yaşında dağa çıkmış,
daha sonra bir ihtilalin lideri olmuştur.
Halk,Kel Mehmed'i,ileri sürdüğü fikirleri,samimi,ciddi
ve adil buldu,onun etrafında toplanıverdi.
Aydın'a bir Vali gibi yerleşen Kel Memed,
eski düzeni kökünden yıktı,kötü idareciler 
ve ayanlar bulundukları yerlerden kaçtılar.
Bu ihtilalde onunla aynı hizada yürüyenler,
zeybekler,yörükler,şehrin esnaflarıyla 
alt tabakadan olan halktı.''
Tarihçi Çağatay Uluçay..



    Efelerimiz Diğer Haberler
  • Kamalı Zeybek Mustafa Efe
  • Gökçen Hüseyin Efe
  • Poslu Mestan Efe
  • Atçalı Kel Mehmet Efe
  • Yörük Ali Efe
  • Çakırcalı (Çakıcı) Mehmet Efe
  • Arşiv

    Üye Girişi

    E-Mail:   

    Şifre:   

    • Şifremi Unuttum • Yeni Üye • Hesabım